BURSASPORLU OLMAK...
Durup dururken içinden geldiğince tezahuratları dile getirmektir
70 bin dortmunlunun yaninda gururla bursa atkısıyla dolasmak...
Eve yorgun argın geldiğinizde sizinle sohbet etmeye çalışan eşinizi
dinlerken bir yandanda puan hesapları yapmak kafada projeler üretmek ve
bir ton normal insanların yapmayacağı şeyler gayet normalmiş gibi yapmak
bunu farkeden eşinizin şikayetlerindede zeytinyağı gibi üste çıkmaktır.
İş seyahatlerine gittiğin yerlerde her fırsatta internet arayıp haber
almaya çalışmak,etrafındaki ilgisiz adamlara Bursasporu anlatmaktır...maç
günlerini unutmamak ama eve alacağın peyniri,zeytini unutmaktır....
BursasporLuLuk maç olmasa bile stadın ordan geçerken duygulanması...
bursasporluluk demek cefa demektir. en zor gününde bile stadı en az 17 000
yapmak demektir.
bursasporluluk hastalıktır ve tıp bunun çaresini bulamamıştır. nedeni her
zaman ve her heryerde aklımızda..
Bursaspor bir kültürdür...
çok savaşıp zor kazanmaktır
ülkemizde o kadar bizans tarafından baskı olmasına rağmen hala her
fırsatta Bursasporluluğumuzu inadına haykırmaktır.....şu ülkede herkez
kendi takımını tutsaydı bu bizans takımları bu hale gelmezdi ama Allahtan
biz
bursalıyız.......Allah belamı versinki birşeyde "bursa" yazısı geçsin ona
karşı hemen içim bir tuhaf oluyor....
her sene ligler başladığında o sene bursasporun patlama yapacağına kendini
inandırmaktır.
Gece 03:27 yi gösterdiğinde Bursaspor'u düşünmektir... Yaşanan bütün
olumsuzluklara "küsüyorum" diye tepki gösterip, tekrar geri dönmek ve
Bursaspor'u yaşamaktır... Özel hayatımızda bize bu kadar büyük bir
saygısızlık yapanı hemen hayatımızdan silmek varken canımız Bursaspor'u
hiçbir zaman silmemektir...
Bursasporlu olmak ömür boyu acı çekmektir...
bursasporun En mutlu günlerinde bile , yaşayacak olumsuzluklar
bulabilmektir.
Eşin gibi sevmek, Evladın gibi zaman ayırmaktır!!!
Bir daha maça gidenin, deplasmana gelenin diye konuşup 2 gün sonra maç
organizasyonlarına başlamaktır
BURSASPOR ismini duyunca
kalbinin hızılı hızlı atmasıdır
bursasporluluk herkezin anlayabileceği bir kawram değildir herşeyiyle o
kadar büyük kii...
Bursaspor Olmak deliliktir. Bursasporlu olmak herkese ve herseye inat
bursaspor diye bogazin yirtilana kadar bagirmaktir. BursasporLu olmak
herkes evinde en tatli uyksundayken saatlerce gecelerce ayaz da karda
kista yolculuk yapmaktir. BursasporLu olmak nemli nezarethane kokusuyla
tanismaktir. BursasporLu Olmak gurbetde bir bursasporlu gorunce 500 metre
kosup tanimasan bile onu sarilmaktir..BursasporLu Olmak jop yemek
tirbunden tartaklanmak biber gazi yutmaktir.BursasporLu Olmak sirf
bursasporun karsi takimina oynayamadigin icin bursaspor yenildigi zaman
tekten
yatmaktir.BursasporLu Olmak DELIKANLILIKTIR...
bursasporlu olmak;deplasmana giderken, sabahın 4 ünde evden hırsız gibi
cıkıp,ertesi gecenin bi yarısı eve döndüğünde ''arkadaslardaydım''yalanını
ev halkına yutturmaya calışmak,yenildiysek eger o haftanın rezalet
gecmesine katlanmak,mac günü geldiğindeyse stadta bütün tüylerinin diken
diken olusunun hazzını duymak ve gecmiş haftayı o an unutmak,kısacası
tarifi zor olan bi duyguyu burda sabahtan beri anlatmaya calışmaktır...
bu kişi istanbul da yaşıyor;
Bursa'ya her maça gelişimden, her deplasmana gidişimden , her
coplandığımdan, her itilip kakıldığımdan, her taşlandığımdan sonra bu
soruyu sordum kendime.. Ben neyin peşindeyim..
Bu takımın beni mutlu etmediğini biliyorum. Her sene daha iyi olacak, bu
sene fazla üzülmeyeceğim dedikçe bu takım düşüş içerisindeydi.. Tarihi
boyunca iki kere Türkiye kupası alan, Beşiktaş'ı ve Galatasaray'ı
5'lemekten başka başarısı olmayan bu takımın arkasından koştum durdum..
Antep senin Trabzon benim gezdik durduk.. İzmir'de Beşiktaş maçında
yediğim cop sayesinde yürüyemediğimi, bir Galatasaray maçında kasığıma
yediğim bir bıçak darbesinin acısını unuttum ama yüreğimin sızısı nedense
bi türlü geçmedi.. Yıllardır İnter-Toto denen dandik kupanın vermiş olduğu
gazla yaşamadık mı? Hangimiz Mesut'u Sedat III'ü Ersel'i hatta Biyediç'i
hatırlıyoruz ki? Anadolu'nun en büyük şehir takımı değil miyiz? İzmir gibi
Ankara gibi de değiliz.. Koskoca şehrin tek bir takımı var.. Peki nerde
yanlış.. 400 bin nüfuslu Trabzon bile 6 kere şampiyon olmuş..
Bu şehir ki Türkiye'nin en büyük sanayi şehri.. Uludağ'ı ile kış
turizminin gözbebeği.. Ama gel gör ki Sebat gibi ancak Bursa'nın bir
mahallesi kadar nüfusa sahip ilçe takımı bizi alt ediyor ve biz ikinci
ligin yolunu tutuyoruz.. Sonra veryansın edelim.. Şike ile düştük yok
Beşiktaş Karadeniz takımlarını yenemedi.. Sen kendi göbeğini kesemezsen
düşersin.. Bunlar düşmekte etken bu doğru ama asıl suçlu puanları
hovardaca dağıtan Bursaspor’dur..
Kısaca hala neden bu takımın peşindeyim onu bulamıyorum.. Adrenalin mi?
Hayır değil öyle olsa yamaç paraşütü yapardım.. Sevgi mi? Hayır değil..
İnsan kendisine sürekli sırt çeviren, elaleme rezil eden sevgilisine ne
kadar katlanır ki? Bana bir kazancı mı var? Hayır aksine sürekli kayıp..
Bursa aşkı mı? Hayır, Bursa’yı seven ve İstanbul takımı tutanlar da
var.. Bu sorunun akla mantığa sığabilecek tek cevabı var belki de.. O da
amip gibi sürekli içinde bölünse de 5000 parçaya ayrılsa da, vefakar
taraftarı.. Biliyorum ki süper ligden düştük artık maça gitmeyeceğim
kararı alsam kendimi sorumlu hissedeceğim.. Sorumluluk bir yana suçluluk
duygusu yakamı bırakmayacak..
Kısacası kimse bizi anlayamaz.. Çünkü biz bile kendimizi anlayamıyoruz..
Ne kadar acı verse de biz Bursasporluyuz…